Allah Şaşırtmasın
Türkiye, belki hiç olmadığı kadar yoğun gündem değiştirmeye başladı. Tam bir şey gündem oluyor, ''yarın yazayım bu konuyu'' diyorum ertesi gün yeni bir gündemle konu kaynıyor. Bırakın gündem değerlendirmeyi, gündemi takip etmekte bile zorlanmaya başladık.
Paralel yapıdan ergenokona, mitinglerden Sarıgül'ün yumruğuna, Berkin'den Burak Can'a...
İşin kötüsü sadece gündemi yakından takip eden biz değil, vatandaş da her gün yeni bir olay çıkmasından iyiden iyiye rahatsızlık duymaya ve huzur aramaya başladı.
Bu hengame devam ederken olayları münferit değerlendiremeyince toplu bir şekilde gelişen olaylara tepeden baktım. Fark ettim ki;
Allah bir adamı şaşırtırsa kimse o adamı düzeltemez.
Üstelik o adam eski vaiz de olsa, emrinde para babalarından akıl hocalarına, müritlerden memurlara kadar binlerce kişi de olsa...
Yeter ki Allah şaşırtmaya görsün.
Bundan yaklaşık 4 sene evvel İsrail terör devleti, Mavi Marmara'ya saldırdığında emekli vaiz çıkıp da saçma sapan açıklamalar yaptı. Yok efendim o gemide Şehit olanlar aslında şehit değilmiş. Yok otoriteden izin alınmalıymış. Susup otursa kimse ''bu hoca niye bir şey demiyor'' demeyecekti.
Tam algılayamamıştık bu herif neden çıkıp böyle bir açıklama yaptı. Üstelik herkesin hassas olduğu bir konuda herkesi karşısına alacak böyle bir açıklama...
O zamanlar ''Allah şaşırttı işte'' demek yerine ''birilerine yaranmaya çalışıyor, birileri onu satın almış'' dedik.
O zamanın üzerinden uzun süreler geçti. Derken bir gün emekli vaizin gazetesinde kakakola reklamı gördük. Yok artık derken, buna ''mecburiyet'' diye kılıf buldular. Çok geçmedi CHP reklamı gördük.
Derken Cami-Cemevi projesiyle tekrar gündeme geldiler. Yok kardeşlik yok bilmem ne diyerek tekrar tepki çekmeye başladılar. En tembel imam hatip lisesi öğrencisi bile cemeviyle Cami'nin aynı yapıda olmayacağını bilir. Fakat emekli vaiz bir kere şaşırtılmıştı.
Günler geçti bu sefer gezi olayları patlak verdi. Türkiye en gergin günlerini geçirirken emekli vaiz tekrar ortaya çıkıp taksimi savaş alanına çeviren teröristlere ve eylemlerine, ''masum insanların hak arayışı'' dedi. Şaşkınlığının yanına bir de iki yüzlülüğünü ekleyerek; türkçe gazetesinde çapulcuları eleştirirken, ingilizce gazetesinde hükumete giydirdi.
Artık her geçen gün şaşırmışlığını ortaya dökmeye başladı. Kalktı Milyonlarca Müslümanın umudu olan Recep Tayyip ERDOĞAN'a firavun, nemrut dedi o da yetmedi beddua etti.
Allah şaşırtmasın işte: Susup yerinde otursa kimse ''bu hoca niye bir şey demiyor'' demeyecekti.
Tabii bu satılmış vaiz bununla da kalmadı aklınca hükumeti devirme niyetine girip tuzaklar kurdurdu. AK Parti'yi adıyla müsemma Ayakkabı Kutusu ile özdeşleştirmek için planlar yapıldı.
Tabii onların planı varsa Allah'ın da bir planı var: Onlar Ayakkabı Kutusunu uydurdu, Allah Ananas gönderdi.
Çıktılar AK Parti fişleme yapıyor, dinleme yapıyor dediler. Hemen 500bin kişiyi dinledikleri ortaya çıktı.
Allah şaşırtacak ya iki gün sonra Ses kasetlerinde -haşa- Peygamber Efendimiz'in ''tweetleri ikiye katlayın'' dediği ortaya çıktı. Yetmedi ''Allah'la görüşüyorum'', ''Peygamber bana geç namazı sen kıldır'' gibi insanı şirke götürmeyecek, direk şirke sokacak saçma sapan palavralar attı.
Oysa susup otursa sesini çıkarmasa herkes onu hala Hoca Efendi diye anacaktı. Şarlatan, haşhaşi, emekli vaiz, sahtekar ve bilumum küfürler yerine...
Bunlar da yetmedi kalkıp binlerce Müslümanın şehadetine sebep olan Kasap Arail Şaron için ''vefat etti'' haberi yaptılar. Sonra aradan çok geçmedi ki saçma sapan bir diziye Peygamber Efendimiz'i ışık şeklinde getirip bir kamyonun kasasına oturttular. Daha sonra öğrendik ki bu saçma dizinin senaryosunda da bu emekli vaizin parmağı var.
Son olarak da kalkıp Filistinli kardeşlerimiz için ''Terörist'' dediler.
Diyorum ya Allah şaşırtmasın. Bu anlattıklarımı bana 2 sene önce söyleseler ''yok artık bu kadar da olmaz'' derdim ama hepsi oldu.
Şimdi de bu satılmış emekli vaiz, gazetelerinde köşe yazıları yazacakmış. Allah şaşırtmış bir kere düzgün bir şey yazmasını zaten beklemiyoruz.
ama...
Daha fazla şaşırıp da sabrımızı taşırmasın!