Saadet Partisi İstanbul Gençlik Kolları İl Divan toplantısı 19 Şubat 2012 Pazar günü Üsküdar Altunizade Kültür Merkezi'nde yoğun bir katılımla gerçekleşti.
Divan başkanlığını Saadet Partisi İstanbul Gençlik Kolları Teşkilatlanma Birim Başkanı Emre Ustaosmanoğlu'nun yaptığı divanda, divan başkan yardımcılıklarını ise Ataşehir İlçe Gençlik Kolları Başkanı Adem Boz ve Kadıköy İlçe Gençlik Kolları Başkanı Zafer Şahin yaptılar.
ESAM Genel Başkan yardımcısı M.Baki Öztürk'ün iştirakiyle icra edilen aylık divan programına, İl gençlik kolları başkanı İsmail Acar, başkan yarımcıları, il yönetim kurulu, ilçe başkanları ve ilçe yönetimleri katıldıç
Açılış ve yoklamanın yapılmasından sonra ev sahibi ilçeler adına Kadıköy İlçe Gençlik Kolları Başkanı Zafer Şahin selamlama konuşması için kürsüye çıktı, programa katılan genç partilileri selamladı ve salona gelen coşkulu kalabalığa ''Hoşgeldiniz'' dedi.
Daha sonra Saadet Partisi İl Gençlik kolları Başkanı İsmail Acar açılış konuşmasını yaptı. Sözlerine salondakileri selamlayarak başlayan İl Gençlik Kolları Başkanı Acar 2011 yılı faaliyetlerini özetledikten sonra sözlerine şu şekilde devam etti :
''Şimdi 2012 ile ilgili planlamalarımızı yaptık. Bazı çalışmalarımız için Besmeleyi çektik, işte bunlardan bir tanesi Eğitim Başkanlığımızın uhdesinde gerçekleştirilecek olan münazara yarışmasıdır. Yine Spor Kültür Sanat Birim Başkanlığımızın başlatmış olduğu ödüllü makale yarışmalarıdır. Hem fikir hem aksiyon anlamında, güzel çalışmaları hayata geçireceğiz inşallah.
Yaşadığımız toplum içinde, karşılaştığımız gerçek ve hakikatler Milli Görüşe ve Milli Görüş'ün savunduğu değer ve ilkelere Milli Görüş kadrolarına ne kadar ihtiyaç olduğunu gösteriyor.
Şimdi sizlerle Türkiye'nin hep birlikte bir fotoğrafını çekelim. Şöyle bir bakalım gidişat nasıl? İyi mi kötü mü? Menfi mi? Müspet mi? Değişim değişim diyoruz değişim dediğimiz bu sihirli sözcüğün bize yansımaları acaba nasıl?
Ekonomide, Bankacılık sektörü reel ekonomi değil rantiye tercih edilmiştir. İnsanımız bankalara borçlu. Kredi kartı limitleri aşılmış, bankalar kârına kâr katıyor. Vatandaş borçlu, Devlet borçlu, belediyeler gırtlağa kadar borç içerisinde peki nereye?
Özelleştirme adı altında ne kadar kamu bankası, kurum ve kuruluşu varsa yok pahasına özelleştiriliyor. Bu özelleştirmelerde de hiçbir değer göz önünde bulundurulmuyor. Satılsın para gelsin de nasıl gelirse gelsin mantığı milletimizi derin endişelere sevk ediyor.
Bir takın iktisadi rakamlar ters yüz edilerek adeta şark kurnazlığı ile insanların gözü boyanıyor. Bakın şimdi size bunun en güzel örneğini vereceğim. 2011 yılı ithalat ve ihracat rakamları açıklandı. Siz hiç hükümetin ithalat fiyatlarını gündeme getirdiğini duyuyor musunuz? Söz ihracattan açılınca Cumhuriyet tarihinin rekorlarının kırıldığı sık sık ifade ediliyor. Peki, doğru mu bu? Evet, 2011 ihracat rakamları 134,6 Milyar $, İthalat rakamları nedir? 240.9 Milyar $, neredeyse iki katı peki bu ne demek? Yerli üretimin durdurulması demek, peki devamında ne olur tabi ki işsizlik, işsizlik olur. Yabancılara açık Pazar oluruz.
Sanayide, Teknolojide, Müstemleke modeli tercih edilmiştir. Yerli otomobil ile tamamen tribüne oynanıyor. Yerli otomobil ve yerli kalkınmayı esas alanlar uyguladıkları ekonomik modelle yerli üretimi durdurmuştur. Maalesef Ülkemiz tamamen fason imalat ile Çin ürünlerine açık pazar haline getirildi. Yerli otomobil üretme gibi bir derdi olan ülke kendi sanayicisini, imalatçısını ayakta tutar dış rekabete karşı onları korur. İşte geçen haftalar da gördüğümüz acı hakikat canımızı yaktı içimizi acıttı. 1956 yılında Milli Görüş Lideri Cennetmekan Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız tarafından % 100 yerli sermaye ve yerli insan gücü ile hayata geçirilen Gümüş motorun devamı olan Pancar Motor borç sarmalı içerisinde kalarak maalesef kapılarına kilit vurmak zorunda bırakılmıştır.
Tarımda; kendi kendine yetebilen bir ülke den buğdayını Kanada'dan, princini kuru baklagilleri dışarıdan temin eden bir ülke haline getirildik. Tarımın vazgeçilmezi ve adeta bel kemiği olan tohumculukta tamamen İsraile bağımlı hale getirildik.
Hayvancılık; Bu konu da çok fazla söze hacet yok. İbadetimiz için keseceğimiz kurbanlığı bile dışarıdan, Avustralya'dan, Ukrayna'dan alır hale getirildik.
Ülkemizi bu noktaya getiren sürecin, uygulanan yanlış tarım ve hayvancılık politikalarının normalmiş ve bir zorunlulukmuş gibi kabul edilmesidir.
Balıkçılık; Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili 1 Eylül itibari ile balık sezonu açıldı. Balıkçı tezgâhlarında gördüğünüz balıkların birçoğu ithal, Norveç'ten, Bulgaristan'dan balık alıyoruz. Düşünebiliyor musunuz Gürcistan'dan bile hamsi almaya başladık. Sofralarımıza gelen balık bile maalesef dışarıdan geliyor. Ne oldu bize? Ne oluyor? Evet, insanın kanı donuyor. Maalesef gelinen nokta adım adım köleliktir.
Ahlak ve maneviyat hususunda gelinen nokta zaten ortadadır. İnancından uzaklaştırılan ve devamlı olarak ahlaksız tv yayınları, diziler ve medya tarafından sürekli taciz edilen insanımız adeta toplum olarak cinnet geçiriyor. İnsanlara öyle bir yaşam biçimi dayatılıyor ki fecaat. Bunu anlamak için gazetelerin üçüncü sayfa haberlerine bakmak yeterli. Akla hayale gelmeyecek ahlaksızlıklar, vahşet ve cinayet haberleri toplumun geldiği noktayı maalesef gözler önüne seriyor. Toplum olarak hem maddi hem manevi yoksulluğun içine düştük düşürüldük.''
Saadet Partisi İstanbul Gençlik Kolları İsmail Acar, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarıyla gündeme gelen ''Dindar nesil'' tartışmalarıyla ilgili bakış açılarını şu şekilde değerlendirdi :
''Dindar nesil; Mevcut şartlar ve konjöktör bunu gerektiriyor, onun için böyle yapıyoruz demez. Her ne sebep olursa olsun Haktan zerre taviz vermez.
Dindar nesil; Kale gibi sağlam ve sarsılmaz inancını, Milli ve manevi değerlerini hayatının merkezine koyar. Doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü adalet ile zulmü, dost ile düşmanı bu inanç ve düşünce ile şekillendirir.
Dindar nesil; zalimlerle ve zulümle bir arada olmaz.
Dindar nesil; üç günlük dünya hayatı için, gelip geçici makam ve mevkiler için ebedi hayatını karartacak tavır ve davranışlara tevessül etmez.
Dindar nesil; haramı ve yasakları ateşle yan yana görür. Haramı meşrulaştırma gayreti içerisinde olanlara karşı bilinçlidir.
Dindar nesil; hakikati, çokluğa ve kalabalıklara ve yaygın kabullere kurban etmez.
Dindar nesil; ilimde, sanatta, siyasette, ekonomide ve hayatın her alanında ahret inancı ve şuuruyla hareket eder.
Dindar nesil; kardeşlerini, dostlarını ırk, renk, meslek, meşrep üzerinden seçmeyip inançları doğrultusunda belirleyendir.
Dindar nesil; bencil değildir, kendisi için istediğini kardeşi içinde ister. Komşusu açken yatan bizden değildir ilahi düsturunu unutmaz.
Dindar nesil; sadece kendisi için hayır istemekle yetinmez, tüm sevdikleri, tüm dostları hatta ve hatta kendisinin iyiliğini istemeyenlerin de dâhil tüm insanlığın saadeti için çalışmayı büyük bir vecibe olarak görür.
Dindar nesil; sevgisinde de nefretinde de ölçülüdür. Sorumluluklarının ardına sığınıp bir takım vecibelerini görevlerini aksatmaz. Dindar nesil üzerine aldığı sorumlulukların hakkını vermenin derdindedir. İyi bir yönetici, idareci, amir, başkan olduğu kadar iyi bir babadır, iyi bir eştir, iyi bir patrondur, iyi bir kardeştir, iyi bir evlattır, iyi bir arkadaştır, topluma ve milletine hayırlı bir nesildir, gözyaşıyla yapılan duaların meyvesidir.
Dindar nesil; parasını cüzdanına koyar, kalbine değil. Her işin hakkını vermeye gayret eder. Kendi çalışanının maaşını ödemeyip, çekini ödemeyip lüks yaşantıdan taviz vermeyen dünyevileşmiş namazlı abdestli insanların yaptığını yapmaz.
Dindar nesil; yetiştirmek; emek ister, gayret ister, kınayanların kınamasına aldırmadan bildiği yolda sarsılmadan yürüyecek kale gibi sağlam bir irade ister.
Maalesef bu meseleyi de sulandırıyorlar. Kutuplaşmayı körüklüyorlar.
Dindar nesil böyle yetişmez kanaatindeyiz. Bugün gelinen nokta itibariyle AKP sayesinde dini ve milli hassasiyetlerini yitirmiş kayıtsız, umursamaz, aldırışsız, duyarsız bir kuşak, bir nesil zuhur etmiştir. Bu kuşak ve neslin yegane görebildiği gerçek ve hakikat AB tutkusudur. ABD'ye mecburiyettir.''
Birim raporları gündem maddesinde SKS(Spor-kültür-sanat) birim başkanı İsmail Şanal, Eğitim birim başkanı Bilal Aydın, Tanıtım birim başkanı Osman Gökçe, Siyasi işler başkanı Veysel İpekçi, Teşkilatlanma Birim başkanı Emre Ustaosmanoğlu, Mali İşler birim başkanı Okan Çalışan ve Seçim İşler birim başkanı Hakan Tevfik Erdağı birimleri adına sunum yaptılar. Birim raporlarının takdiminden sonra birim raporları müzakere edildi.
Daha sonra konuşmasını yapmak üzere ESAM Genel Başkan yardımcısı M.Baki Öztürk konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıktılar. ''Farkındalık ve Motivasyon'' konulu seminerde Öztürk gençlere çok önemli konularda bilgilendirmeler yaptı.
Daha önce ilçe başkanlığı görevi yapan ve görevi devreden ilçe başkanlarına plaket takdimi yapıldı.
Gençlik kolları faaliyetlerinin anlatıldığı sinevizyon gösterimin yapılmasından sonra Saadet Partisi İstanbul Gençlik kolları başkanı İsmail Acar kapanış konuşması yaparak durum değerlendirmesi yaptı. İstanbul Gençlik Kolları Ocak 2012 divanı dilek ve temennilerden sonra sona erdi.
Üsküdar 34