Rahmetle andığımız Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre, "Üsküdar, Ah Üsküdar" diyerek hasretini çektiği Üsküdar'ın bütün güzelliklerini bize anlattığı kitabında, Şekerci Hüseyin Alptekin'i ve dükkanını şöyle anlatır:
"Halk arasında, Şekerci Güzeli diye anılan Hasan (Alptekin) Bey, kendi imalatı enva-ı çeşit akide şekeri, lâtilokum, badem ezmesi, karamelâ, tahin helvası, lâhuk, reçel ve meyve şekerlemesiyle haklı bir ün kazanmıştı. Ayrıca Hindistan cevizli şekeri ile armut biçiminde ve kokusundaki şekeri de pek meşhurdu. Rahmetli babaannem Hasan Bey'in Hindistan cevizli şekerini ya da bergamotlu akide şekerini başucundan hiç eksik etmezdi. Hakimiyet-i Milliye Caddesi üzerinde, Yeni Camii'nin kapısının hemen karşısında Atlas Sokağı'nın köşesinde bulunan bu şekerci dükkanının arkası imalathanesiydi. Rahmetli annem Pakize Hanımla sokağa çıktığımda bu imalathanenin Atlas Sokağı'na açılan kapısından beyaz mermer tezgah üzerinde akide şekeri hamurunun nasıl küçük küçük kesildiğini ve lokumların nasıl yapıldığını, çifte kavrulmuşa özel kazanında nasıl tav verildiğini, tahin helvalarının nasıl imal edildiğini merakla seyreder, oradan ayrılmak istemezdim. Şekerci Hasan Bey'in Doğancılar semtinde, itfaiyenin yanında üç katlı zarif bir konağı ve vasi bir de gül bahçesi vardı. Bugün artık ne Alptekin Şekercisi ve ne de Alptekin Pastanesi kaldı. Şekerci Hasan Bey'in o nâdide güllerinin yerinde ise zevksiz beton binalar bitmiş durumda! Ailenin elinden miras meselesi yüzünden çıkmış olan o güzelim konak da artık esaslı bir tamir hasretin çekmekte."