Savaş ŞENEL

Aşk herşeyi affettirir (mi?) Aşk tek başına yeter (mi?)

[email protected]
Seminerlerimde aşktan söz etmeye başladığım zaman, dinleyenlerimi hayal kırıklığına uğrattığımı biliyorum!
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Google News'de Takip Et
Aşk herşeyi affettirir (mi?) Aşk tek başına yeter (mi?)

Seminerlerimde aşktan söz etmeye başladığım zaman, dinleyenlerimi hayal kırıklığına uğrattığımı biliyorum! Onlar benden Ferhat ile Şirin veya Romeo ile Juliet öyküleri beklerken, ben başka şeyler anlatıyorum. Mesela aşkın ''efendimiz'' olmadığını, ilişkilerde tek başına ''yeter değer'' değil, sadece bir katma değer olabileceğini söylüyorum. Ayrıca yukarda sözünü ettiğim bu kişiler de (Ferhat; Romeo), intihar etmiş kişilerdir ve bana göre çok kötü modellerdir. Ferhat'ın ''aşkla dağları'' deldiğini anlatıp, o ''saf'' adamın aynı aşkla intihar ettiğini saklayanlara da çok fena içerliyorum! Neden bize paketi eksik anlatıyorsunuz; bizi neden yanıltıyorsunuz? Değil mi ama? Aklî dengesini etkileyen tıbbî bir sebep olmadıkça, intihar etmek aşkın hafifleteceği bir suç değildir. Yok eğer aklını yitirdiyse, o da aşk değil saplantı veya diğer hastalıktır!

Özellikle evlilik konusunda aşk çok aldatıcı bir aktör-etken olabiliyor. Bir ilişkide bütün hayatî katma değerler yerli yerinde görünüyorsa ve ''sevgi-muhabbet de olmalı'' derseniz sizi anlarım. Haklısınız, insanız ve elbette kendisine ısınıp-sevdiğimiz birisiyle evlenmek isteriz. ''Ama illa aşık olmalıyım'' derseniz, size katılmam. Hadi aşıksınız diyelim; ''Aşkım bana yeter'' deyip, aşık olduğunuz kişiyle aranızda başka ortak değerler olup-olmadığını konusunu göz ardı ediyorsanız, üzülürüm. Çünkü bu durumda, hüzünlü bir öykünün ana karakterlerine dönüşebilirsiniz! ''Aman dikkat!'' diyorum.

Aşkınız ''tüme varımsa'', yani önce tanıyıp, zamanla hayranlık, anlaşma vs gibi şeyler içeren bir süreçten sonra aşık olsuysanız, bu tür aşklar bana çok riskli gelmiyor. Hatta böyle bir serüvene ''güzel bir aşk öyküsü'' bile diyebilirim. Ama aşkınız ''tümden gelimse'', yani önce aşık olup-sonra tanımaya çalışıyorsanız, ''Eyvah-eyvah, Allah yardımcınız olsun!'' derim. Çünkü bir insana önce aşık olup sonra onu tanımaya çalışmak, deveye hendek atlatmaktan daha zordur! Onun yanında olmak bile sizi ''sarhoş'' ederken, nasıl olup da onu inceleyecek, hareket ve tavırlarını objektif bir şekilde değerlendireceksiniz? Aşık olduğu kişinin yanlışlarını, hele hele ufak-tefek kabalıklarını görmek, değerlendirmek ve (gerekirse) aşkına rağmen ondan vaz geçmek çok zordur! Bunu yapmak anestezi yaptırmaksızın diş çektirmeye benzer!

Siz kabul etseniz de etmeseniz de, farkında olsanız da olmasanız da, bütün ilişkiler, gizli veya açık, iyi niyetle veya kötü niyetle, farkındalıkla veya bilinçsizce yapılmakta olan hesaplaara dayanır. Siz hesap yapmazsanız, ilişkinizin getirdiği alış-verişlerde açık çıkar! Ayrıca, kendisine aşık olduğunuzu ve ne pahasına olursa-olsun yanında olmak istediğinizi hisseden bir kadın veya erkek, size karşı çok dikkatli olmaz. Bu dikkatsizliği, onun kötü bir kişi olmasıyla ilgili değildir; ''insan'' denilen varlığın mizacıyla ilgilidir, çünkü kendisine aşık olduğunuz kişi, sizi zaten fethetmiş olduğunu düşünür. Böyle düşünmese bile, hisleri bu yöndedir ve böyle bir durumda, çok az insan kendi hislerini ''okuyup''- değerlendirebilir.

Dolayısıyla ben ''tüme varım'' aşkları öneririm. Biliyorum bilgiçlik olacak, ama: ''Mümkünse, önce tanıyıp sonra aşık olun'' derim. Eğer ''Tümdengelim'' bir aşka kapıldıysanız; başka bir deyişle, birisine daha onu tanımadan aşık olup kontrolü kaybettiğinizi düşünüyorsanız (çoğu insan bu durumda kontrolü kaybeder), hemen kendinize ve duruma yabancılaşın, yani dışardan yabancı bir gözle ve bir kamera gibi bakın. O kişiye sizin değil de, çok sevdiğiniz bir yakınınızın aşık olduğunu hayal edin. O sevdiğiniz yakınınıza gönül rahatlığıyla sizin aşık olduğunuz kişiyle ilgili olarak ''hadi git evlen!'' diyebilecek miydiniz? Mesela oturup-kalkması, esprileri, size karşı tavrı ve daha önemlisi başka insanlara karşı tavırları nasıl?

Yukarda vermiş olduğum tavsiyeler sizlere çok da romantik gelmedi değil mi? Merak etmeyin, zaten aşk, önce koyu renkli görünen, sonra şeffaflaşan bir perdedir. Zaten zamanla, gerçekleri ''örtemez'' hâle gelir! Benim söylediğim şeyleri er ya da geç düşünmeye başlayacaksınız! Sonrası sevgi ve birlikte öğrenme süreci olmak zorundadır. Ve en önemlisi, ilişkinize üçüncü bir şahsı, yani iki tarafın da kabul ettiği bir ''ortak değerler sistemini'' eklemelisiniz. Bu değerler sistemi ilişkinizde, iyi ve kötü günde bir tür ''Hakem'' olup, doğru kararlar almanız konusunda büyük oranda yardımcı olacaktır.

Bazen birbirine aşık kişilere rastlarım. Mesela erkeği takip ederim. Aşık olduğu kıza karşı çok kibardır, ama mesela çayları getiren bayan hizmetliye tepeden bakar veya başka bir kadına karşı kabadır. ''Eyvah eyvah'' derim, çünkü onun nezaketi içerden gelmemektedir; onun nezaketi, aşkın buğusuyla gelen ''emanet'' ve geçici bir zarafettir. Sadece kendi çocuklarına, eşine veya sevdiklerine değer verip, başka insanlara karşı kaba ve ilgisiz olan kişilere karşı soğukluk duyarım. Çünkü her insan nezaketi hak eder ve başkalarına karşı kabalık yapanlar, zamanla kendi sevdiklerine karşı da, ilgisiz ve kaba olmaya başlarlar, bu kaçınılmazdır. Bileşik kaplar kuralı bunu gerektirir. Bu kural da hayatın içinden çıkmıştır. Dolayısıyla: ''Sevdiğim kişi bana karşı kibar, aman başkalarından bana ne?'' derseniz, sıra bir gün size de gelir.

Belki benden buğulu ve romantizm kokan öneriler beklediniz. Kalemim kuvvetlidir ve o tür şeyler de yazabilirim. Zaten şairim de. Ama kusuruma bakmayın! ''Aşk böceklerinin'' başka hatırısı sayılır hiç bir şey vaad etmeden ve sadece aşk masallarıyla manipule edip-kırdığı çok kalp tanıdım. Ayrıca çok dert dinledim-dinliyorum.



''Yeniden Genç Olsaydım, Neleri Farklı Yapardım?'' adlı seminerimle ilgili olarak beni davet etmek istediğiniz takdirde, talebinizi aşağıda verilmiş olan her iki email adresine birden göndermenizi tavsiye ediyorum.

[email protected] ve [email protected]

Daha sonra gerekli bilgiler size ulaştırılacaktır.

Not : ''Hayatı Iskalama Lüksün Yok!'' adlı kitabımın ikinci ve özel baskısı Neden Kitap Yayınevi tarafından yapılmıştır. Değerli Okurlarımıza duyurulur.


Hayatı Iskalama Lüksün Yok! - Savaş Şenel



Savaş ŞENEL


Puan Ver 5Puan Ver 5Puan Ver 5Puan Ver 5Puan Ver 5
Diğer Yazılar Başlık Sol Kısım

Bu Yazarın Önceki Yazıları

En Çok Okunan Haberler

Diğer Yazılar Başlık Sağ Kısım
+4
°
C
+
-1°
Uskudar
Pazartesi, 14
Salı
+ +
Çarşamba
+ +
Perşembe
+ +
Cuma
+ +
Cumartesi
+
Pazar
+ +
7 Günlük Hava Tahmini
Üsküdar Nöbetçi Eczaneler Günlük Burç Yorumları
Üsküdar Haritası

GAZETELER

Hürriyet Dünya
Milat Sözcü
Yeni Şafak Türkiye
Takip Et :
Üsküdar 34 Feedburner
www.uskudar34.com © 2007-2022 Tüm Hakları Saklıdır. Sitedeki içerikler kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Destek ve Bilgi : [email protected]
Bu sayfa 0.02 saniyede yüklendi.

www.uskudar34.com web sitesinde yer alan tüm sayısal ve sözel içerik sadece bilgilendirme amaçlıdır. Köşe yazılarında yer alan içerik yazarların kendi görüşleri veya alıntı(kaynak gösterilerek) olup; ilgili konu hakkında uskudar34.com'un genel görüşünü yansıtmaz.

Web sayfalarımızda yer alan bilgiler ve doğrulukları tarafımızca garanti edilmemekte olup, bu bilgiler belli bir getirinin sağlanmasına yönelik olarak verilmemektedir. Bu nedenle bu sayfalarda yer alan bilgilerdeki hatalardan, eksikliklerden ya da bu bilgilere dayanılarak yapılan işlemlerden doğacak her türlü maddi/manevi zararlardan ve her ne şekilde olursa olsun üçüncü kişilerin uğrayabileceği her türlü zararlardan dolayı uskudar34.com sorumlu tutulamaz.

sanalbasin.com üyesidir